
Hüseyin Bahri Alptekin'in Küresel Sindirim, 1980-2007 eseri M HKA, Anvers'te gerçekleşen 'MONOCULTURE' sergisi kapsamında sergileniyor.
'MONOCULTURE- A Recent History' sergisi, herhangi bir 'çok kültürlülük' anlayışının 'monokültür' araştırmasını gerektirmesi ilkesinden yola çıkıyor. Toplumsal monokültür anlayışı, tek bir sosyal veya etnik grubun kültürünün homojen ifadesi olarak tanımlanabilir. Proje, monokültür kavramına açık fikirli yaklaşmayı hedefliyor. Bu nedenle, monokültür için bir antitez olmaktan çok, ona yalnızca tarihsel, sosyal, kültürel ve ideolojik bakış açılarından değil, aynı zamanda felsefi, dilsel ve tarımsal açılardan da yaklaşan bir analiz yapmayı hedefleyecektir. 'MONOCULTURE', monokültürün farklı tezahürlerinin yanı sıra bunların sanat ve propagandadaki yansımalarının karşılaştırmalı bir analizine olanak tanıyarak, toplum ve genel olarak kültürle ilgili olabilecek bazı sonuçlar çıkarmaya çalışan geçici bir haritalama sağlayacaktır.
Proje, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı temel soruları ortaya koyar: Monokültür ile ne demek istiyoruz? Toplumlarının yalnızca Avrupa bağlamında değil, küresel olarak çoğulcu olmasını görmeyen veya istemeyen 'kimlikçi' veya milliyetçi monokültür hareketlerinin itici gücü nedir? Monokültür için olumlu, hatta özgürleştirici özlemler bulabilir miyiz? Kültürel olarak homojen bir toplum aynı zamanda kapsayıcı ve dönüştürücü olabilir mi? Monokültürün sınırlarında neler yatıyor ve neye tahammül etmiyor? Tek kültürlü ideoloji bağlamında sanatın konumu ne olabilir? Ya da alternatif olarak, sanat tek kültürlü ideoloji altında mantıksal sonucuna götürüldüğünde nasıl görünebilir? Yakın zamandaki ilgili kısma bakıldığında, proje, kültür kavramlarını farklı bir şekilde ele almanın bir yolu olarak, liberal 'grup düşüncesi'nin eğilimlerinin ve önyargılarının ötesinde, kimlik siyaseti veya post-modern görecelilik gibi zorlu soruları ele almayı hedefler.
'MONOCULTURE' keşifsel sanat, fikir ve propaganda takımyıldızlarını formüle eder. Ulus devletler tarafından onaylanan çeşitli resmi kültür örneklerinin yanı sıra, kültürel alandaki ideolojik monokültürün en çarpıcı tarihsel gösterilerinden biri, Nazi Almanyası'nda sahnelenen meşhur 1937 "Entartete Kunst" ("Dejenere Sanat") sergisiydi. Modernist avangardı bir sapkınlık olarak tutan Nazizm, bunun yerine, Greko-Roman hayalinden esinlenen, kesin olarak belirsiz olmayan, etno-merkezli bir kültür anlayışını aradı. Yine de tek kültürlü kültür kavramları, özgürleştirici zorunluluklar aracılığıyla da oluşturulabilir. Bazıları, örneğin Senegal'deki Négritude gibi post-kolonyal bir hareketin bir tür kültürel homojenlik uyguladığını iddia ediyor. Bunlar, monokültürün farklı yörüngelerini ve kesişimlerini, özellikle de 20. yüzyılın başlarından günümüze kadar sanat ve ideolojideki eklemlenmelerini keşfetmek için birçok vaka çalışması arasındadır.
Küratör | Nav Haq