Altın İskele: Sarkis
Sarkis, yapıtlarında tarih, bellek ve imge kavramlarını ele alarak, belli mecazlar etrafında anlamlanan yorumlar geliştirir. Bu yorumlar arasında mimarlar ve Mimarlık Tarihinin çok özel bir yeri vardır. Çünkü sanatçı özellikle 2000’li yıllardan itibaren ürettiği bir çok dizi de, mimari planlardan yola çıkarak, önemli anıtları büyüteç altına alır. Bu çerçevede Mimar Sinan’dan Louis Khan’a kadar bir çok mimarın düşünceleri, mekan anlayışı, ışık olgusunu yorumlamaları Sarkis’ın çalışmalarında ayrıntılı olarak ele alınan temalar arasındadır.
Sanatçının 2009 yılında Mimar Sinan’ın eseri olan Üsküdar’daki Atik Valide Külliyesi (1570-1579) için gerçekleştirmiş olduğu “Altın İskele” isimli çalışması, Sarkis’in büyük boyutlu yerleştirmelerinden (installation) biri olarak, dün ile bugün, tarih ile güncel arasındaki ince sınırların vurgulandığı önemli yapıttır. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne devredilen Atik Valide Külliyesi, yakın bir gelecekte dönüştürülme, restorasyon ve yeniden yapılandırma sürecine girecek bir yapı olarak kaderine terkedilmiş bir durumdayken Sarkis tarafından adeta bir kurtarma operasyonu olarak yeniden yorumlanmıştır. “Altın İskele” bünyesinde bir çok farklı kavramı barındıran bir çalışma olarak, farklı karakterlere sahiptir. Sanatçın inşaat işlerinde kullanılan normal bir iskeleden yola çıkarak gerçekleştirdiği bu çalışmasında gerçek 24 ayar altın varaklar kullanmıştır.
Farklı kültürlerde, farklı anlamlara sahip olan “altınlama”, bir nesnenin altınla kaplanılması herşeyden önce zamana karşı durmanın göstergesi olarak yorumlanabilir. Güncel, geçiçi olan ölümsüzlüğün, fani dünya karşısında hiç değişmeyecek olan ulvi değerlerin sembolü olan altın malzemesi, Sarkis’in çalışmasında bir tür “hayat enerjisi” olarak yorumlanmıştır. Sarkis Marmara Üniversitesi’ne destek vermek için gerçekleştirdiği bu önemli çalışmasında aynı zamanda bir çok çalışmasında göndermeler yaptığı Mimar Sinan’a olan saygısını gündeme getirmiştir.
Sarkis’in “Altın İskele”si Üsküdar’da başladığı yolculuğuna 2011 yılında Eyüp’teki İplik Fabrikası’nda devam ederek, sanat eserinin zaman ve mekan kavramlarının ötesine geçen “imgesel yolculuğuna” vurgu yapıyor. Galerist organizasyonu ile, İstanbul’un bir yakasından öbürüne taşınan “Altın İskele”si, konuk olduğu yeni alanda, kendisi etrafında farklı bir aura oluşturmaktadır. “Altın İskele”sinin yeni mekanı, Sinan’ın başyapıtı olan Süleymaniye’nin neredeyse karşısında. Sarkis burada sadece kendi çalışmasını yeniden yorumlamakla kalmıyor, Sinan için düş/ün/lediği bir kavramı, coğrafyanın, kültürün izinde dönüştürerek, “bellek” kavramına gönderme yapmayı başarıyor. Gören gözler için.