En Yakın Mesafe: Francesco Albano, Rasim Aksan, Hussein Chalayan, Kendell Geers, İdil İlkin, Arik Levy, Serkan Özkaya, Seza Paker, Arslan Sükan, Ali Emir Tapan, Ayça Telgeren, Elif Uras, Viron Erol Vert

BASIN BÜLTENİ

Galerist, çizgi algısı ve kullanımındaki farklılıkları inceleyen ‘En Yakın Mesafe’ başlıklı karma sergiye 27 Haziran- 26 Temmuz 2014 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Kompozisyon, taslak ve tasarımların temeli, görsel düşüncenin tüm zaman ve coğrafyalarda kullanılan anadili olan çizgi, sanatçıların yaratım süreçlerinde değişik şekillerde kullanılır malzemelerle çeşitlenir.

Sanat tarihinde en çok ele alınan, ‘Mona Lisa’ ve ‘Meryem ve Çocuk Isa’ gibi imgeleri kağıt üzerine tükenmez kalemle yeniden yorumlayan Serkan Özkaya, en değerli kültürel ikonları en yalın haliyle işler. Elif Uras’ın doğu ve batı sanat geleneklerinde renk, form, malzeme ve süsleme üzerine farklı görüşleri bünyesinde bulunduran seramik heykelinin üzerindeki çizgiler eserin kadınsı formunu vurgular. Aynı şekilde, gelenekten yola çıkan Ayça Telgeren ‘Beni Affet Sevgilim’ isimli eserinde ‘kaatı’ tekniğini kullanarak elle kesim kağıtlardan grafik çizgilerle düşsel bir dünya yaratır. Hüseyin Çağlayan, göç ve mesafe üzerine kurguladığı erken dönem çalışmalarından ‘Mektup Elbise’de, giysi formunu eskiz yaparak tasarlamaktansa, hazır nesne kullanarak yaratır.

Mantığın sembolü olan çizgi, sınırları ve limitleri belirlemek için kullanılırken, boşlukta varolan ve duyuları harekete geçiren bağımız şekiller olarak da ortaya çıkar. ‘Buzdolabı Üzerine Oturan bir Televizyona Benziyorsun’ ile Seza Paker, dil ve düşüncenin dayatttığı sınırları ve dünyayı kategoriler üzerinden anlamlandırma içgüdüsünü sorgular. Paker’in ‘İsimsiz (Patron)’ daki çizgileri yalnız coğrafi bölgeleri değil, insane bedenini de parçalara ayırırken otoritelerin mekan üzerindeki hakimiyetini ve bunun etkilerini irdeler. 

Kendell Geers’in ‘Kaçış Çizgisi’ başlıklı resimleri, Rönesans’taki perspektif kullanımı ve rasyonel düşünce yapısına göndermeler içerir. Dikenli tel imgeleri sosyal yapılanmalar tarafından dayatılan sınırlara işaret etse de, eserin çok katmanlı yüzeyindeki aydınlık derinlik  bu sınırların ötesinde metafizik boyutların varlığını açığa çıkarır. Ali Emir Tapan’ın katmanlı aynaları ve İdil İlkin’in ‘Rorschach Testi’ isimli videosunda bilinçaltındaki lekeler dışarı sızar. Tapan, zihin haritasını ayna sırlarına asitle kazırken, İlkin’in içsel yolculuğu plansızca suya attığı mürekkep damlalarında şekil bulur. İlkin ve Tapan’ın formlarındaki bu akışkanlık Viron Erol Vert’in çiçeklerin, çıplak insan bedenlerine dönüştüğü desenlerinde ve Francesco Albano’nun  dokunma duyusuna odaklanan heykelinde de görülür.

‘En Yakın Mesafe’de Arslan Sükan, Rasim Aksan ve Arik Levy çizgiyi üçüncü boyutun ilüzyonunu yaratmak için kullanırlar. Op- Art’a referans veren Sükan, fotoğrafik görüntüyü dönüştürerek gerçeklik ve fantezi arasındaki gerilimi araştırır. Levy, tekrar eden fırça darbeleriyle kağıt üzerinde kara delikler veya irisler yaratırken, izleyiciyi bakmak üzerine düşünmeye sevk eder. Rasim Aksan,  çimen ve uğur böceklerini betimlediği çiziminde, nokta ve çizgilerin en alışılagelmiş fakat bir o kadar ustaca kullanımıyla fiziksel gerçekliğin inandırıcı bir resminini yapar. ‘En Yakın Mesafe’de yer alan sanatçılar desen, resim, video ve heykel aracılığıyla çizgiye farklı yaklaşımlarını ortaya koyarlar. İzleyiciler için de çizgi, sanatçının üretimini anlamak için en direk, çıplak ve samimi form olarak kendini gösterir.

ENSTALASYON GÖRSELLERİ