Eureka: Carte Blanche Kendell Geers: Lalin Akalan, Bianca Bondi, Monica Bonvicini, Anna Ceeh, Asha Cherian, Kara Walker, Wangechi Mutu, Mai-Thu Perret, Betty Tompkins, Iv Toshain, FXXXism TC, Raqs Media Collective
Galerist, ‘Carte Blanche’ sergilerine, Kendell Geers’ın küratörlüğünü üstlendiği ‘Eureka’ sergisi ile devam ediyor. Eserlerinde bedeni birer protesto aracı haline getiren uluslararası sanatçıları biraraya getiren Geers’in seçkisi 20 Şubat – 21 Mart 2015 tarihleri arasında izlenebilir. Fotoğraf, video, heykel ve yerleştirmelerden oluşan sergide Lalin Akalan, Bianca Bondi, Monica Bonvicini, Anna Ceeh, Asha Cherian, Wangechi Mutu, Mai-Thu Perret, Betty Tompkins, Iv Toshian, Kara Walker, FXXXXismTC ve Raqs Media Collective‘in eserleri yer alıyor.
Kendell Geers’ın sanatçılara çağrısı / Kasım 2014:
“Kişisel benliğimiz ile yaratılan benlik algısı arasındaki çizgiyi nasıl çizebilirim? Ben nerede başlıyorum ve siz nerede bitiyorsunuz? Bedenimize hükmeden yazılı ve sözlü kurallar, bizi özümüzden uzaklaştıran ve bedenimize yabancılaştıran limitlere işaret ederler. Geçmişin inanç merkezi İstanbul, aynı zamanda da kültürel farklılıkların erime noktasıdır. Constantinople, Hristiyanlığın doğduğu yer ve sonrasında Müslüman modernitesinin varisi. Laik ve dindar, Avrupalı ve Asyalı, eski ve çağdaş İstanbul’un 14 milyon nüfusu günümüzün zamanı ve limitlerinde yaşıyor. 2013 yılında, Gezi Parkı protestoları sırasında, 1 milyon kişi sokaklara dökülerek dünyada en hızlı büyüyen kentsel oluşumlardan birindeki, küçücük bir doğa parçasını kurtarmak için harekete geçtiler. Polis her türlü protesto şeklini yasakladığında bir performans sanatçısı hayal edilebilecek en kırılgan ve basit hareketten esinlendi ve durdu. Hiçbir şey yapmadan yalnızca durdu ve ‘Duran Adam’ olarak isimlendirilerek yüzlerce insana ilham verdi.
’Eureka’ kelimesinin ilk defa antik Yunan düşünür Arşimed tarafından suyun kaldırma kuvvetini keşfettiği sırada telaffuz edildiği söylenir. Keşfinden duyduğu mutlulukla banyodan çırılçıplak çıkan düşünürün, Sirazküza sokaklarında eureka diye bağırarak koştuğu anlatılır. Galerist’ten bu serginin küratörlüğünü üstlenmek için davet aldım, bu doğrultuda sizi bedeniniz ve sınırları üzerinde düşünmeye çağırıyorum. Sanatçı olarak, çağdaş deneyimlerin labirenti içerisinde sınırlarınızı nasıl çiziyorsunuz? Eserleriniz ruhani, fiziksel, ekonomik, kültürel, etik ve politik sınırların dikte ettiği algınızın limitlerini ifade etmekte. Bedeniniz savaş alanında kendini bir sanatçı olarak var ederken, siz kendinizden geçmiş bir şekilde sokakta çıplak olarak koştuğunuz ve ‘Eureka’ diye bağırdınız anı nasıl anlatırsınız?
Bedene odaklanan bu sergi, bir protesto şarkısı olarak tanımlanabilir, ben bedeni “Pro-Test” ederken aynı zamanda “Pro-Tect” etmek istiyorum ve sizi duyularınızı ele geçirmeye ve algınızın tutsaklığından kurtulmaya davet ediyorum.”