Çemberi Açmak: Mükerrem Tuncay, Romina Meriç, Luna Ece Bal
Galerist, 14 Temmuz - 13 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aslı Seven küratörlüğünde üç genç sanatçı; Mükerrem Tuncay, Romina Meriç ve Luna Ece Bal’ın eserlerini bir araya getiren “Çemberi Açmak” adlı grup sergisine ev sahipliği yapıyor.
Serginin başlığı, varolan ve mükemmel addedilen bir düzeni içinden yırtmaya yönelik olduğu gibi, yeni bir oyunun kurallarını koymak, oyuncularını ve rollerini dağıtmak, gerçekliğin akılcı algısının ötesinde sihirli bir çember açarak geleceği görmek veya değiştirmek gibi roller üstlenir. Ölüm ve çürüme ile beslenme ve yeniden doğuşun döngüsünü merkeze alan bir dayanışma çemberi kurmak, geniş bir enginlikten belirli bir parçayı soyutlamak gibi, çember açma eyleminin içerdiği çoklu anlamlara göndermelerde bulunur. Böylece çemberi dağıtmak, ihlal edilemez mekansal ve zamansal bir sınır çizip gerçekliğe dair edinilmiş bilgiyi askıya almak, anlam ve eylem üretmenin alternatif yollarını önermek anlamına gelir. Aynı zamanda da büyü ve cadılık pratiklerinin çağdaş eko-feminist yaklaşımlar tarafından yeniden değerlendirilişine katkıda bulunur.
Sergide yer alan işler değişen bilinç halleri, uyku ve uyanıklık, bilim ve büyü, insan bedeni ve manzara öğeleri arasında metamorfik ilişkiler önerir. Üç sanatçının her birinin açtığı çember gerçeğin dokusu içinde birer delik oluşturur. Mükerrem Tuncay “Great Depression” isimli video eserinde tek bir jest ile hem uyumakta olduğu şiltenin kumaşı üzerinde hem de kendi bilinç örgüsünde bir yırtık açarak çürüme, beslenme ve yeniden doğuşun bir arada bulunduğu uykunun diğer tarafına geçer. Manzara ve insan bedeni parçaları arasında morfolojik paralellikler kuran Romina Meriç, resimlerinde gerçeküstü bir atmosfer içinde yeryüzünün bedeni ile kadın figürlerini etteki yaralar üzerinden birleştirirken, Luna Ece Bal’ın “Kağıt Üzerinde Büyü” serisi ise cadılık gelenekleri ile modern bilim arasında geçirgen bir alan kurgular. Kağıt üzerine ebru tekniğiyle yansıttığı siyah dairesel biçimler kök hücre görsellerini çağrıştırarak dişil biyolojik üreme ve yaratıcılık süreçlerinin geri kazanımı konularına göndermeler yapar.