Hayal Meyal: Elif Uras
“Resimlere, duvarlara, yerlere, nesnelere sirayet eden ve özünde serginin bütününe hâkim olan desenler, gelenekle ilişkili ama güncellenmiş motifler, sabit bir modernlik tanımını değil, sürekli oluşum halinde bir modernleşme algısını akla getiriyor. Bu sürecin daha görünür olmasını sağlayan başlıca unsur, kadınlar. “
Ahu Antmen
Galerist, Elif Uras’ın “Hayal Meyal” isimli sergisine 23 Eylül - 6 Kasım 2016 tarihleri arasında ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyor. Sanatçının İstanbul’daki üçüncü kişisel sergisinde son dönem resim ve seramik çalışmaları yer alıyor.
Uras’ın son dönem resim ve heykelleri günümüz toplumunda kadının evcil, üreten, işgücüne dayalı temsiliyetini yansıtır. İşlerde konu edilen kadın kahramanlar iç ve dış mekanlarda içine dönük ve homososyal bir çerçevede betimlenir. Ancak, bu kahramanlar kadının nesnelleştirilmesine dair indirgemeci bir yorumdan ziyade günümüz küresel ekonomisinin üretici ve tüketici birer parçası olarak yansıtılırlar. Bu eserlerde gelenek ile sekülarizm ve liberalizm gibi modernist ilkelere dair kadın öncülüğünde bir diyalog başlatılarak kamusal ve özel alan arasındaki çizgi durmaksızın yeniden belirlenir.
“Hayal Meyal”, Batı modernizmi ile Doğu kültür ve sanatının geleneksel özellikleri arasındaki karmaşık ve değişken ilişkiye dair sanatçının uzun süredir üzerinde durduğu temalarda yeni bir sayfa açar. Figürasyon ve soyutlama arasında gidip gelen sanatçının eserleri resim ve seramik sanatı arasında form, içerik ve estetik bağlar kurar. Tarihi kaynaklardan türetilen motifler, çağdaş başörtüsü tasarımlarından esinlenen, canlı renklerle dolu dişileştirilmiş desenler ile birleşir. Seramik heykeller ise geleneksel çini işçiliğinin hassas ve ince detaylı fırça izlerini püskürtme boyanın graffiti benzeri, dışavurumcu desenleriyle birleştirerek kişisel bir görsel dile varır. İçinde kıvrımlı vazoların sıralandığı, mekana özgü bir duvar nişi gibi geleneksel mimari ve dekoratif öğeler barındıran sergi, mekandaki yerleşimiyle birlikte kadın bedeninin ve yaratıcı gücünün bir yansıması niteliğini taşır. Galerinin girişinden itibaren kıvrılarak hareket eden izleyici, resimler, seramik vazolar, tabaklar ve heykellerle dolu birbiri ardına dizili odaları takip ederek son bölümde göbek şeklinde seramik bir çeşme ve duvar ölçeğinde bir çini yerleştirmeyle buluşur.