İznik - Kıbrıs - Londra: Mustafa Hulusi
Galerist, Londra doğumlu Kıbrıslı sanatçı Mustafa Hulusi’nin (d.1971) Türkiye’deki ilk kişisel sergisini sunmaktan mutluluk duyuyor. ‘İznik-Kıbrıs-Londra’ başlıklı sergi, kültürün sanat nesnesinde kendini gösteriş sürecini anlaşılır kılmak üzere fotoğraf ve resimden faydalanıyor ve bu sürecin, etrafını saran toplumsal ve siyasi yapılar içerisindeki işleyiş biçimini yapıbozuma uğratıyor. Sergi başlığı ‘İznik-Kıbrıs-Londra,’ insanların takip ettiği bir göç yoluna ve sanat nesnelerinin takip ettiği bir ticaret yoluna göndermede bulunuyor. İkisi de birer entelektüel fikir taşıyıcısı olan bu yollar aracılığıyla sergideki sanat eserleri, görsel biçimlerin nasıl birer toplumsal kimlik belirleme biçimi olarak iş gördüklerini gösteriyor.Sergi iki bileşen içeriyor; iki resim dizisi ve iki fotoğraf dizisi.
İlk odada Expander İznik dizisi var. Bu resimler birbirinden farklı iki öğeyi, 20inci yüzyıl ortası geometrik soyut anlayışını ve 16ıncı yüzyıl Osmanlı İznik çinilerinin renk şemalarını bir araya getiriyor. Bunların yanında Expander İkon dizisi yer alıyor, aynı motifi kullanan ama erken dönem Hıristiyan ikonlarına göndermeyle daha koyu renklerin kullanıldığı, bir dizi daha küçük ölçekli, çerçeveleri altın varaklı resim. İki resim dizisinde de bu açık-uçlu motifin kullanımı bize, günümüzün ateist çağı çerçevesinde düşünülmesi gereken yarı-dini bir işaret sunuyor.
İkinci odada ise iki fotoğraf dizisi var; Photo Set olağanüstü bir mutluluk ve coşkuyla yüklü bir iç peyzaja işaret eden, kuvvetlendirilmiş renklerle yoğunlaştırılmış cennet meyveleri imgelerinden oluşuyor. Renk ve estetiğin bu stratejik konumlandırması onların belirli bir tarihi bağlam içerisindeki sembolik ve ideolojik işlevlerini vurguluyor. Buna zıt olarak ‘Expander’ logosu bir haleye işaret ediyor. Görsel anlamda tutuklayıcı tavrı dikkatimizi talep ederken, izleyicinin kendi üretebileceği dışında hiçbir anlam içermiyor. Bu birliktelik öngörülen bir ilişki yerine aktif bir suç ortaklığı gerektiriyor. Bu eserlerde var olan zamansızlık fikri insanların, görsel sanatta uhrevi bir cenneti temsil etme ihtiyacının sürekliliğinin altını çiziyor. 500 sene öncesinde bu İznik seramiklerinde ki çiçekli desenler olabilirdi, bugün ise sergilenen fotoğraf enstalasyonunda fotoğrafla ilgili medyayı kullanıyor. Sanat tarihsel göndermeleri açısından kısa menzilden uzun menzile kayan sergi, görünürde birbirine zıt ideolojiler ve birbirinden tamamen farklı sanat akımları arasında bir rota çizerek görsel dilin barındırdığı haz potansiyelinin benzersiz, son derece kişiselleştirilmiş bir türünü inşa ediyor.
Bu, insan ve fikir göçünün sebep olduğu yer ve yön değiştirmenin yan ürününü üretken dünyaya geri dönüşünü mümkün kılmak adına kendi çıkarına kullanan bir felsefe. Sanatçı, kavramsal sanat çerçevesi içerisinde insan düşüncesi için daha özgür ve şiirsel bir mekan açacak, kaynağını hayal gücümüzün derinliklerinde bulan yeni bir kültür yaratmayı amaçlıyor.
Mustafa Hulusi (d. 1971) Lonra’da yaşayan bir Kıbrıs Türkü. 2007 senesinde Kıbrıs Cumhuriyetini 52inci Venedik Bienali’nde temsil etti. A-Fundation, Liverpool ve Max Wigram Galerisinde kişisel sergileri yer aldı. 2002 senesinden beri P.S.1/MOMA, Kunst-Werke (Berlin), East International 05, Norwich Art Galeri’de grup sergilerine katılıyor.